Hakkımızda
İstanbul Teknik Üniversitesi Tersâne Hendesehânesi’nden günümüze uzanan kadim geçmişiyle bilim ve teknoloji tarihi alanında çalışacak araştırmacılara ve akademisyenlere son derece önemli veriler
sunmaktadır. Mustafa İnan Kütüphanesi’nin Nadir Eserler bölümü, doğa tarihi, jeoloji, ölçüm aletleri ve İTÜ tarihi müzeleri bunun en belirgin tanıklarıdır. Özellikle Osmanlı ve erken Cumhuriyet
dönemi bilim ve teknoloji tarihi çalışmaları açısından önemli bir kaynak teşkil eden Nadir Eserler koleksiyonu 18, 19 ve erken 20. yüzyıla ait yaklaşık 6000 kitap ve süreli yayını barındırmaktadır. Bu yönüyle
bilhassa Osmanlı mühendislik, mimarlık tarihi ve mimarlık eğitimi konularında araştırma yapacak bilim insanları için oldukça değerlidir.
1970’lerin sonundan itibaren Kazım Çeçen’le başlayan İTÜ’de bir Bilim ve Teknoloji Tarihi Araştırma Enstitüsü ve ardından Merkezi kurma girişimleri ve bu kurumlar bünyesinde yapılan sergiler, uluslarası
konferanslar, müze çalışmaları ve yayımlanan kitaplar bu çerçevede dikkat çekicidir. Ayrıca Bilim ve Teknoloji Tarihi enstitüsü kuruluşu için yapılan çalışmalarının sonuçsuz kalmış olması
üzücüdür. Diğer taraftan 1990’larda başlayan ve günümüzde de devam eden kitlesel “Bilim ve Teknoloji Tarihi” derslerinin mühendislik öğrencilerine bu alanda bir kültürel kavrayış
sağlama ve düşünce ufuklarını genişletme potansiyeli yadsınamaz bir gerçektir.
Bilim ve Teknoloji Tarihi alanında Türkiye’de bulunan sınırlı sayıda lisansüstü program yanında İTÜ’de kurulan Bilim ve Teknoloji Tarihi Yüksek Lisans ve Doktora programlarının uluslararası standartlarda araştırma
yapma kabiliyetine ve yabancı dil yetkinliğinin yanı sıra alanı ile ilgili klasik bir dil yeterliğine sahip mezunlarının alana katkısının olacağı açıktır. Bu programların kurulması ile İTÜ’de zaten yapılmakta olan bilim tarihi alanındaki
çalışmaların kurumsal bir yapı içerisinde yapılması sağlanmıştır. Ayrıca JRHST adlı akademik derginin uluslararası düzeyde akademik çalışmaları yayımlayacak olması İTÜ’nün bu alanda söz sahibi olacağının
açık göstergesidir.
Tüm bu öncü çalışmaların bir ihtisas alanına evrildiği ve potansiyelin akademik çalışmalara dönüşmeye başladığı Bilim ve Teknoloji Tarihi lisansüstü programları sadece İTÜ’de değil tüm akademiyada
Bilim ve Teknoloji tarihi geleneğinin oluşmasında ve yerleşmesinde İTÜ’nün oynadığı ve ileride de oynayacağı rolün önemli göstergeleridir.